• 0552 402 13 28
  • info@kaysericezaavukati.com.tr

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu

Açığa Atılan İmzanın Kötüye Kullanılması SuçuAçığa Atılan İmzanın Kötüye Kullanılması SuçuAçığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu-Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu-Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu

Madde 209- (1) Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim
olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı, verilme nedeninden farklı bir şekilde
dolduran kişi, şikayet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip
veya elde bulundurup da hukuki sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik
hükümlerine göre cezalandırılır.

Açığa imzalanan kağıt; herhangi bir kağıt olabileceği gibi, kıymetli evraklardan olan bono, çek, poliçe de olabilir. Madde hükmünde görüleceği üzere iki farklı suç tipi düzenlenmiştir. Birinci fıkrada suçun; faile verilen açığa imzalı kağıt ile işlenmesi, ikinci fıkrada ise; hukuka aykırı olarak ele geçirilen veya elinde bulundurulan açığa imzalı kağıt üzerinde işlem yapmak konu edilmiştir. 

Madde gerekçesi incelendiğinde birinci fıkradaki suçun oluşması için 2 ana unsurun meydana gelmesi gerekmektedir.

1- Atılan imzanın gerçek olması suçun oluşması için temel koşuldur.
2- Ayrıca söz konusu imzalı kağıdın, tevdi ve teslim nedeninden farklı bir şekilde doldurulması gereklidir.

Görüldüğü üzere bu suçta hukuken geçerli olmayan bir kağıdın failin eline verilmesi ve düzenlenmesi söz konusudur. Eğer failin eline verilen belge hukuken geçerli bir belge olsaydı ve fail işbu hukuken geçerli belgeyi değiştirmiş olsaydı bu açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunu değil belgede sahtecilik suçlarını oluşturacaktır.

Yukarıda açıkladığımızdan farklı olarak maddenin ikinci fıkrasında belgenin faile verilmesi söz konusu değildir. Maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen diğer suç tipinde fail işbu belgeyi hukuka aykırı şekilde ele geçirmektedir.

Suçun oluşması için genel kast (mağdura zarar verme iradesi) yeterli olup taksirle bu suç işlenemez. Suçun ispatı içinse ''yazılı kanıt'' gereklidir. Mahkeme tarafından dinlenecek tanıklar tek başına bu suçun ispatı için yeterli olmayacaktır. Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu bu sebeple CMK'nın genel ilkelerinin istisnasıdır. 

 
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 14.12.2021 Tarih,  2020/5298E. 2021/12317K. Sayılı Kararı

“Sanığın, katılana sattığı ve bedeli katılan tarafından çekle ödenen traktörün devir işlemlerinin yapılmasına kadar teminat olması için kendisine boş bir şekilde imzalı olarak verilen suça konu senedi, 14.02.2005 keşide, 20.01.2010 ödeme tarihli ve 11.000 Euro bedelli olarak doldurup bu senede dayalı olarak katılan aleyhine icra takibi başlatılması şeklinde gerçekleşen eyleminin, TCK’nin 209/1. maddesindeki açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu oluşturduğu ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 24/03/1989 tarih ve 1988/1-1989/2 sayılı ilamında açıklandığı üzere, eceği nazara alındığında; katılanın soyut iddiası dışında, suç konusu bononun aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğuna dair yazılı delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın TCK’nin 209/1. maddesinde düzenlenen açığa atılan imzanın kötüye kullanılması eyleminden beraati yerine TCK’nin 209/2 göndermesiyle TCK’nin 207. maddesinde düzenlenen özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine hükmolunması”

 
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 27.10.2021 Tarih, 2019/8710E. 2021/9346K. Sayılı Kararı

“Katılanın sanığa ait işyerinde bir süre çalıştığı, daha sonra maaşını alamadığı için işten ayrıldığı, katılanın sanığın halasına ait evde kiracı olarak oturduğu, kira sözleşmesinin sanık vasıtasıyla yapıldığı, her iki hukuki ilişkide de sanığın katılandan boş senet aldığı, daha sonra katılan bu senedi istediğinde sanığın yırtıp attığını söyleyerek geri vermediği, daha sonra aralarında geçen bazı olaylar sebebiyle sanığın boş senedi 30.06.2007 tanzim, 15.06.2008 ödeme tarihli ve 75.000 TL bedelli olacak şekilde doldurarak 07.12.2009 tarihinde icraya verilmesi şeklinde gerçekleşen eylemin 5237 sayılı TCK’nin 209/1. maddesi kapsamındaki açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu oluşturduğu ancak 24/03/1989 tarih, 1988/1-1989/2 sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararında ayrıntıları belirtildiği üzere boş senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunun yazılı delille ispatının zorunlu olduğu, tüm dosya kapsamına göre katılan tarafından sunulan bir yazılı delil bulunmadığı gibi yazılı delil başlangıcı kabul edilebilecek bir delilin de sunulmaması karşısında; sanığın üzerine atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı anlaşılmakla”


Suçun cezasına ilişkin; madde hükümlerinden anlaşılacağı üzere, maddenin ilk fıkrası için ceza tayini üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır. İkinci fıkra içinse oluşturduğu suç olan resmi evrakta sahtecilik (TCK 204) veyahut özel belgede sahtecilik (TCK 207) hükümlerine göre cezalandırılacaktır.

Adli para cezasına ilişkin; suçun ilk fıkrası için, belirlenen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilmektedir. İkinci fıkra içinse, yukarıda bahsettiğimiz üzere, eğer belge özel belge ise TCK md. 207/e göre ceza verilecektir. Bu sebeple 1 yıl veyahut altında olursa hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir. 

Dikkat edilmesi gereken husus; fail tarafından düzenlenen belgenin resmi belge niteliğinde ise hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyecek olmasıdır. Çünkü TCK md. 204 hükmüne göre resmi belgede sahtecilik suçunun alt sınırı iki yıldır.

Erteleme kurumu ise; birinci fıkra açısından verilecek ceza 3 aydan 1 yıla kadar olduğu için erteleme hükümleri uygulanabilir. Madde metninin ikinci fıkrası içinse verilecek hapis cezası iki yıldan aşağı ise yine erteleme hükümlerine uygulanabilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) hükümleri içinse; Erteleme hükümleri gibi maddenin ilk fıkrası için HAGB mümkün olup ikinci fıkra içinse verilecek olan ceza eğer iki yılın altında ise yine HAGB hükümleri uygulanabilir.

Birinci fıkradaki suçun soruşturma ve kovuşturma aşaması şikayete tabi olup şikayet süresi 6 aydır. Mağdurun eylemleri öğrendiği tarihten 6 ay içerisinde şikayette bulunması dahilinde Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma aşamasına geçilecektir. Maddenin ikinci fıkrası içinse verilecek cezalar; resmi belgede sahtecilik veyahut özel belgede sahtecilik suçlarına verilen hükümle aynı olacağından maddenin ikinci fıkrası şikayete bağlı değildir. Suç adli makamlarca re'sen araştırılacaktır. Özel belgede sahtecilik ve basit resmi belgede sahtecilik suçunun dava zamanaşımı 8 yıl olmakla birlikte resmi belgede sahtecilik suçunun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde dava zamanaşımı 15 yıldır.

 

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 13.10.2021 Tarih, 2020/3429E. 2021/8438K. Sayılı Kararı

''Sanığa yüklenen eylemin TCK’nin 209. maddesine uyan takibi şikayete bağlı bulunan açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu oluşturduğu, hükümden sonra temyiz aşamasında katılan vekilinin şikayetten vazgeçildiğine dair dilekçe gönderdiği anlaşılmakla; TCK’nin 73/4 madde ve fıkrası gereğince, şikayete tabi suçlarda şikayetten vazgeçme, hüküm kesinleşinceye kadar kullanılabilen ve ceza davasının düşmesine yol açan bir işlem olup, TCK’nin 73/6 madde ve fıkrası gereğince vazgeçmeyi kabul etmeyen sanığı etkilemeyeceği, vekilin vazgeçme hakkını kullanabilmesi için de özel olarak yetkilendirilmesi gerektiği gözetilerek, bu husus katılana açıklatılıp şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği hususunda sanığın beyanı alınarak sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması''


Madde hükmünün ilk fıkrası ve ikinci fıkrasındaki belgenin özel veya basit resmi belge olduğu somut olaylar için görevli mahkemeler Asliye Ceza Mahkemeleridir. Ancak resmi belgede sahtecilik suçunun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde görevli mahkemeler Ağır Ceza Mahkemeleri olacaktır.