- Av.Gizem Gül Uzun
- 23.10.2023
BELLİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA TEDBİRLERİ
"Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" veya "belirli hakların kısıtlanması" tedbirleri, bir kişinin belli haklarını veya özgürlüklerini belirli bir süreyle veya belirli koşullar altında kullanmaktan yoksun bırakmayı ifade eder. Bu tedbirler, kişinin yasal haklarına müdahale etmeksizin toplumun güvenliği veya kişinin kendisi veya başkaları için tehlike oluşturabileceği durumlarda uygulanabilir. Bu tedbirler, ülkeden ülkeye ve yerel yasalara göre değişebilir, ancak genellikle şu şekillerde uygulanabilir:
Hapishane veya Cezaevi Cezası: Kişi, belirli bir suçtan mahkum edilirse, belli bir süre için özgürlüğünden mahrum bırakılabilir.
Ev Hapsi: Kişi, mahkemeye çıkmadan önce veya ceza süresince belirli bir süre boyunca evinde kalmak zorunda olabilir. Bu durumda kişi evden sadece belirli saatlerde dışarı çıkabilir.
Seyahat Yasakları: Kişi, belirli bölgelere seyahat etmekten yasaklanabilir.
Belirli Kişilerle İletişim Kısıtlamaları: Kişi, belirli kişilerle iletişim kurmaktan veya onları ziyaret etmekten yoksun bırakılabilir.
Belirli Faaliyetlerde Bulunma Yasakları: Kişi, belirli etkinliklere katılmaktan veya belirli işlerde çalışmaktan men edilebilir.
Belirli Araçları Kullanmaktan Men Etme: Kişi, belirli araçları (örneğin, otomobil veya motosiklet) kullanmaktan men edilebilir.
Silah Taşıma Yasakları: Kişi, belirli bir süre veya kalıcı olarak silah taşıma hakkından yoksun bırakılabilir.
Alkol veya Madde Kullanımı Yasakları: Alkol veya uyuşturucu madde kullanımından men edilebilir.
Meslek veya İş Yapma Yasakları: Kişi, belirli mesleklerde çalışmaktan men edilebilir veya belirli işlerde çalışması yasaklanabilir.
Bu tedbirler, suçun türüne, kişinin geçmiş suç siciline ve yerel yasal düzenlemelere göre değişebilir. Yerel yasal düzenlemeleri ve uygulanabilir kuralları anlamak için bir avukattan veya hukuki uzmandan yardım almak önemlidir.
Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Nedir? (TCK 53)
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, işlemiş olduğu suç nedeniyle toplumla güvene dayalı ilişkisi zedelenen kişinin belli bir süreyle bazı hakları kullanmasının yasaklanmasıdır (TCK m.53). Örneğin, sürücü belgesinin geri alınması, bir meslek veya sanatın belli bir süre yerine getirilmesinin yasaklanması gibi.
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, suç işleyen kişinin bir tehlikelilik hali bulunduğu varsayımıyla düzenlenmiş bir güvenlik tedbiridir. Bu güvenlik tedbiri ile ilgili olarak “ek ceza”, “feri ceza” gibi tanımlamalar da kullanılmaktadır.
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirine üç farklı şekilde hükmedilebilir:
Mahkumiyetin kanuni/zorunlu sonucu olarak belli hakları kullanmak yasaklanabilir (TCK m.53/1).
Kötüye kullanılmak suretiyle suç işlenen bazı hak ve yetkilerin belli bir süre kullanılması yasaklanabilir (TCK m.53/5).
Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılmanın Şartları Nelerdir?
Öncelikle belirtmek gerekir ki hak yoksunluğunun tedbirinin infaz tarzı, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 57. ve Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Yönetmeliğinin 39. maddesiyle düzenlenmiştir.
Tck’nın 53. maddesinden hareketle belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbiri uygulanış biçimi yönünden “kanuni netice olarak infaz süresiyle sınırlı bir şekilde uygulanan hak yoksunluğu”, “cezanın infazından sonra da belli bir süre uygulanan hak yoksunluğu”, taksirli suçlar nedeniyle uygulanan hak yoksunluğu” şeklinde üçe ayırmak mümkündür. Her üç duruma ilişkin şartlar şunlardır:
Kanuni Netice Olarak İnfaz Süresiyle Sınırlı Bir Şekilde Uygulanan Hak Yoksunluğunun Şartları
Hak yoksunluğu kural olarak kasten işlenebilen bir suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak uygulanabilen bir tedbir niteliğindedir (m. 53/1). Dolayısıyla taksirli suçlardan hapis cezasına mahkûmiyet maddenin 6. fıkrasındaki istisnai durum dışında, doğrudan hak yoksunluğunu gerektirmemektedir. Aynı şekilde kasten işlenen bir suçtan adli para cezasına mahkûmiyette maddenin 5. fıkrasındaki istisnai durum dışında, hak yoksunluğunu getirmemektedir.
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbiri, kasti bir suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni neticesi olarak kendiliğinden uygulandığından, mahkeme hükmünde ayrıca tedbire hükmedildiğin belirtilmesi gerekli değildir (CMK 223/6, m.230/1-c) ve bu nedenle bu hususun hükümde belirtilmemiş olması hükümlü bakımından lehe bir durum oluşturmaz.
Hak yoksunluğu tedbiri, failin suçu işlediği sırada on sekiz yaşını doldurduğu hallerde kanuni sonuç olarak uygulama kabiliyetine haizdir. Bu durumda failin; hüküm tarihindeki yaşı değil suçu işlediği esnadaki yaşı dikkate alınır. Suç işlediği tarihte on sekiz yaşını doldurmamış kişiler açısından hükmolunan ceza miktarı ne olursa olsun hak yoksunluğu söz konusu olmayacaktır. Örneğin on sekiz yaşını doldurmadan işlenen suçlar bakımından alınacak ceza, failin daha sonra bir kamu görevine girmesine engel olmaz.
Hak yoksunluğu tedbirinin uygulanması için kural olarak kasten işlenmiş bir suçtan dolayı kesinleşmiş hapis cezasına mahkûmiyetin varlığı yeterlidir. Hapis cezasının süresi ve infaz edilmiş olup olmaması önemli değildir. Kural olarak ertelenen hapis cezaları dahi deneme süresince hak yoksunluğuna sebep olur (m. 51). Ancak kısa süreli hapis cezası ertelenmiş olanlar hakkında hak yoksunluğu tedbiri uygulanmaz (m. 53/4).
Cezanın İnfazından Sonra Belli Bir Süreyle Uygulanabilen Hak Yoksunluğunun Şartları
Maddenin 1. fıkrasında sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde (örneğin rüşvet alan bir memur hakkında hak yoksunluğu), ayrıca cezanın infazından sonra işlemek üzere bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Ancak bu hususta ayrıca karar verilmesi lazımdır. Yani hükümde ve hükmün gerekçesinde bu yasaklamaya ayrıca yer verilmesi gerekir.
Cezanın infazından sonra belli bir süre hak yoksunluğunun uygulanması için suçun maddenin 1. fıkrasındaki hak ve yetkinin kötüye kullanımıyla işlenmiş olması gerekir, belli bir hak ve yetkiye sahip kişiler tarafından işlenebilecek suçun varlığı burada yeterli değildir.
Bu hak yoksunluğu için suçun kural kasten işlenmiş olması gerekmektedir. Ancak maddenin 1. fıkrasındaki hak ve yetkilerin kullanılması suretiyle işlenen dolayısıyla sadece adli para cezasına hükmedilmesi halinde hükümde geçen gün sayısın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilecektir. Bu durumda hak yoksunluğuna ilişkin süre, adli para cezasının tamamen infazından itibaren başlayacaktır.
Eğer hapis cezasına mahkûmiyet söz konusu ise infazdan sonra işlemek üzere bu cezanın yarısından bir katına kadar süre hak yoksunluğuna hükmedilebilecektir. Cezanın yanı sıra hükmolunan hak yoksunluğu tedbiri, hapis veya adli para cezasının tamamıyla infazından sonra işlemeye başlayacaktır.
Failin maddenin 1. fıkrasındaki hak ve yetkilerden birini kötüye kullanarak birden fazla suç işlediği hallerde, her bir suç için ayrı ayrı infazdan sonra işlemek üzere hak yoksunluğuna hükmedilmesi ve bunların ayrı ayrı infaz edilmesi gerekir. Hapis ve adli para cezasının birlikte uygulanması hükmedilmişse infazdan sonra işlemek üzere sadece bir hak yoksunluğuna hükmedilmesi gerekir.
Maddenin 5. fıkrasının uygulanabilmesi için bu hususun iddianamede yer alması veya kovuşturma aşamasında sanığa bu konuda ek savunma imkânı verilmesi gereklidir. Bu hüküm uygulanırken hangi hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle suç işlenmişse, o hak ve yetkinin yasaklılığına karar verilmelidir.
Taksirli Suçlarda Hak Yoksunluğunun Şartları
Maddenin 6. fıkrasıyla; belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az veya üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.
Bu yoksunlukların uygulanabilmesi, söz konusu meslek ve sanatın gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık veya sürücü belgesine sahip olmanın gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla bir suçun işlenmiş olmasına bağlıdır.
Taksirli suçlardan dolayı hükmedilecek hak yoksunluğu, cezanın infazından sonra işlemek üzere ayrıca kararlaştırılır. Yani hükümde ayrıca belirtilmesi gereklidir.
Yoksunluğun süresi (taksirli suçtan mahkûmiyetin süresi ne olursa olsun) üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere failin tehlikelilik hali dikkate alınarak belirlenecektir.
Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Esasları Nedir?
TCK 53 ile düzenlenen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma yaptırımının uygulanmasındaki kurallar şöyledir:
Temelde, suç kasten işlenmiş olmalıdır. Ancak TCK 56/6, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçlarda belli hakların kullanılmasına engel olmaktadır.
Suçlu hapis cezasına mahkum edilmelidir. İster doğrudan, ister hapis cezasından çevrilen adli para cezasının varlığı halinde madde uygulanmaz. Ayrıca hapis cezası başka bir seçenek yaptırıma çevrilmişse, yine hak yoksunluğu uygulanamayacaktır. TCK madde 53/5 hapis cezası şartına bir istisna getirerek, birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerin kötüye kullanılması ile bir suçun işlenmesi halinde hapis cezası zorunluluğunu kaldırıp, adli para cezasına hükmedilmesi halinde de belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmayı mümkün kılmıştır.
Birinci fıkra, kısa süreli hapis cezası ertelenenler için uygulanmayacaktır.
Birinci fıkra, fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olanlar için uygulanmaz.
Yoksun bırakılma, verilen hapis cezasının infaz süresi ile sınırlıdır. Süresiz hak yoksunluğu olmaz. Hak yoksunluğunun ortadan kalkması için bir karara ihtiyaç olmayıp, sürenin tamamlanması ile yoksunluk kendiliğinden ortadan kalkar. Ancak TCK 53/3’deki şartların varlığı halinde hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri kaldırılmadığı gibi TCK 53/1-e’deki haklardan yoksun bırakılmamasına da karar verilebilir.
Belli haklardan yoksunluk hakimin takdirinde değildir(TCK 53/3 son cümle hariç). Ceza ile bağlı bir uygulama olup, kararda yer verilmese dahi belli haklardan yoksunluk kendiliğinden ortaya çıkar. Hatta bunun iddianamede talep edilmesine bile gerek yoktur.
Hangi Hallerde Uygulanmaz?
Kısa süreli hapis cezasının ertelenmesi durumunda bu madde uygulanmaz.Fakat uzun süreli hapis cezasının ertelenmesinde bu madde uygulanabilir.
Hapis cezasının adli para cezası gibi seçenek tedbirlere çevrilmesi halinde bu madde hükümleri uygulanmaz.
Hakkında HAGB kararı verilen kişilerde bu hüküm kullanılmaz.
TCK 53/1 Memuriyete Etkisi Nedir?
Kasten işlenmiş bir suçtan ötürü mahkum olunması hâlinde, bu ceza infaz edilene kadar kişi memuriyet görevini yerine getiremez (TCK 53/1-a). Ancak infaz tamamlandıktan sonra bu hak yoksunluğu ortadan kalkar. Bununla birlikte her suç aynı değildir. Bazı suçlar vardır ki, bu suçlardan verilmiş olan mahkumiyet hükümlerinin kesinleşmiş olması hâlinde kişi devlet memuriyetinden kalıcı olarak mahrum edilir.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48/5’ nci maddesi şu şekildedir:
“Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.”
Belli Hakları Kullanmaktan Yasaklanma Kararına Karşı Kanun Yolu Nedir?
Bu karar bir güvenlik tedbiri olduğundan itiraz kanun yolu açık değildir. Belli hakları kullanmaktan yasaklanma kararına karşı istinaf kanun yolu açıktır. Fakat istinaf başvurusunun reddedilmesi halinde temyiz kanun yoluna başvurulamaz.
TCK m. 53-Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Neden Uygulanmaktadır?
TCK 53. maddesinin gerekçesi, kişinin işlediği suç dolayısıyla toplumda ona olan güvenin sarsılması nedeniyle güven ilişkisinin varlığını gerekli kılan belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasıdır.
Kişinin cezalandırılmasındaki amaç, işlediği suç nedeniyle etkin pişmanlık duymasını sağlayıp tekrar topluma kazandırılmasıdır. Bu nedenle verilen hak yoksunlukları da belli bir süreyle sınırlandırılmıştır. Bu nedenle, sayılan hak yoksunluklarının kişi hakkında verilmiş cezanın infazı tamamlanıncaya kadar devam etmesi öngörülmüştür. Hakkında ceza verilen kişinin, infazı tamamlandığında toplumda o kişiye olan güven tekrar sağlanacaktır.
Mahkeme bazı şartların gerçekleşmesi halinde takdiri bir şekilde sanık hakkında belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma kararı verebilir (TCK m.53/6).